20 Şubat 2014 Perşembe

Gurbet

Bir yerden, bir şehirden ne zaman uzaklaşsam döndüğümde bıraktığım gibi buluyorum. Her şeyin değişmemek için direnişine hayret ediyorum. Daha okulun bitmesine iki buçuk yıl varken İzmir - Fabrikaşehir (bundan sonra okuduğum şehirden bu şekilde bahsedeceğim) arası gitgellerden fazlasıyla yorulmuş durumdayım. İzmir tabi ki her zaman iyi geliyor insana ama ayrılması dert, Fabrikaşehir'den sonra adapte olması ayrı dert. 

İzmir'den ayrılıp Fabrikaşehir'e her dönüşümde yeni bir şehir, yeni insanlar tanıyacakmışım gibi 'biz daha ölmedik' tavrında oluyorum. Bu durum birkaç gün içerisinde "batağa kaçar mıyız?" sorusuyla son buluyor. Ne yapacağımı bilmez bir şekilde oradan oraya sürükleniyorum. Ve yine yeni yeniden aynı yalnızlık.

"Ansızın bir hastanın kendini iyi sanması gibi 
Gücünüz yetse de azıcık bağırsanız 
Bir yankı : durmadan yalnızsınız 
Durmadan yalnızsınız."

Tek fark: İzmir'deki Şamiller. Fabrikaşehir'de onlardan uzakta her şey çekilmez hale geliyor. Saatleri geçirebilmem tamamen kitapların sorumluluğunda. Günler geçtikçe tükeniyorum. Bütün yalnızlık anları, sevgisizlik hissine dönüşüyor. 

Yarenlerden uzakta, gurbet elde bir başıma neyleyim?


Kamil

1 yorum:

  1. Kalabalıkların ortasında gürültülü bir yalnızlık...Kitaplar en iyi ilaç....

    YanıtlaSil